Avustralya, göreceli olarak, Küresel Finansal Kriz'den en az etkilenen büyük ekonomilerden birisidir. Ülkenin resesyon yaşamamasına rağmen, büyüme hızı belirgin bir oranda azalmıştı. İşsizlik oranının günümüzde %6.1 seviyesinde olduğu Avustralya, faiz oranlarını artırmak suretiyle para politikalarını sıkılaştıran ilk ülkelerin arasında yer almıştı. Ülkenin uzun vade işsizlik oranı ise %6.9 seviyesindedir (1978 ile 2015 yılları arasındaki değerlere göre) - bu rakamı diğer büyük ekonomilerle kıyaslamak isterseniz: Amerika Birleşik Devletleri %5.5, İngiltere %5.6 ve Euro Bölgesi %11.3.
Avustralya ekonomik gücünün büyük bir bölümünü madencilik sektörüne ve tabi hammadde ihracatına borçludur. Öte yandan, bu materyallere olan talep küresel bazda tüketicilerin yaptıkları alımların azalması dolayısıyla zayıflamıştır; kullanıma hazır bir ürünün satışının azalması onun üretildiği maddelere duyulan rağbeti olumsuz yönde etkilemektedir. Kısacası, hammadde fiyatları üzerinde aşağı yönlü bir baskı meydana gelmektedir.
Avustralya dolarının diğer para birimleri karşısında göreceli gücü ve beklentilerden vasat gelen ticaret açığı verileri Avustralya Merkez Bankası'nın (RBA) en son toplantısında faiz oranlarında %0.25 kesintisine gitmesinin (Şubat ayından bu yana yapılan ikinci indirim) en önemli iki sebebidir. Böylelikle faizlerin %2 gibi rekor düşük seviyelere çekilmesine karşın oranlar halen ABD, Euro Bölgesi ve Euro Bölgesi'ne nazaran bir hayli fazladır. Bu indirim sayesinde düşürülen borçlanma maliyetinin ekonomik büyümeyi desteklemesi ümit edilmektedir. Bankanın aldığı kara Avustralya dolarını Amerikan doları karşısında da zayıflatacaktır fakat hammaddelerin USD üzerinden fiyatlandırılmasından ötürü onları ucuz hale getirmeyecektir - diğer taraftan, USD olarak elde edilen gelirlerin ülkeye transfer edildikten sonra Avustralya dolarına çevrilmesi kazancı yükseltecektir.
Hammadde fiyatlarının düşük talebe (özellikle de Çin'den) paralel olarak geri çekilmeyi sürdüreceği tahmin edilmektedir. Bu tahminlerin gerçekleşmesi Avustralya Merkez Bankası'nın para politikaları bu yılın ilerleyen dönemlerinde de yumuşatmaya devam edeceği anlamına gelecektir.