Tüm dikkatler Brüksel ile Atina'nın baş rollerini üstlendiği (Yunanistan Başbakanı Alexis Tsipras'ın kendisini besleyen eli ısırmaya çalıştığı ve hedeflere ulaşılmak için her türlü risklerin göze alındığı) Yunan dramasının nasıl bir final yapacağını merakla beklerken, Euro Bölgesi iş dünyasının yeni karnesine (doğal olarak Yunanistan'ın notlarına da) bir göz atalım.
Markit tarafından yayınlanan en son satın alma yöneticileri bileşik endeksi (PMI) verileri Euro Bölgesi'nde üretkenliğin son dört yılın en güçlü seviyesine eriştiğini göstermektedir. Geçen ay 53.6 seviyesinde bulunan endeks bu ay 54.1 seviyesine tırmanmıştır (bu çeşit endekslerde 50 yukarısındaki değer büyümeyi ifade etmektedir). Detaylara bakıldığında hizmet sektörünün son dört yıl içerisinde hiç bu kadar hızlı genişlemediği anlaşılmaktadır. Benzer bir şekilde, fabrika üretimi de en iyi dört ardışık çeyreğin keyfini çıkarmaktadır. Cesaretlendirici bir diğer nokta ise istihdamın ve imalat sektöründeki yeni siparişlerin -bu yılın ikinci çeyreğinde- son dört yılın zirvesine erişmesidir.
Markit ekonomi şefi Chris Willamson, rapora yönelik yaptığı değerlendirmede: "Satın alma yöneticileri endeksi verileri gayri safi yurtiçi hasılanın ikinci çeyrekte %0.4 oranında artacağını işaret etmektedir" demektedir. Eğer büyüme gerçekten beklentilere paralel gerçekleşirse, ikinci çeyreğin birinci çeyreği tekrarladığı anlamına gelecektir. Euro Bölgesi'nin işleri rayına oturttuğuna dair en sevindirici haber, gelişmenin genel bir tabana yayılmış olmasıdır. Euro Bölgesi'nin en büyük ekonomisine sahip Almanya ve Fransa haricindeki diğer 17 blok üyesinin ortalama performansının son sekin yılın en yükseğine tırmandığını görmek de heyecan vericidir.
Yine de, hiç kimse Yunanistan'ın bloktan çıkışının ekonomik anlamda nasıl bir hasara yol açabileceğini tahmin edememektedir. Fakat görünüşe göre gerek hisse senetleri piyasası gerekse forex piyasası, durumu kendi yorumladığı şekilde fiyatlara yansıtmıştır- tabi şu ana kadar. Pek çok yatırımcı ölüm döşeğindeki Yunanistan'ın kendisi açısından en yararlı seçeneceği tercih edeceğine güvenmektedir. Diğer taraftan, çarkların bir çırpıda dönmeye başlayacağını düşünmek biraz yanlış olabilir zira Tsipras'ın ortakları ile yapacağı anlaşmanın hayata geçebilmesi Yunan parlamentosunun da onayını zorunlu kılmaktadır. Kısacası, Uluslararası Para Fonu, Avrupa Merkez Bankası ve Avrupa Birliği'ni kendi saflarına çekse bile perdenin nasıl kapanacağı kesin değildir.