Merkezi Filipin'in Manila kentinde olan Asya Kalınma Bankası, 1966 yılında kurulmuş hükümetler arası bir organizasyondur. Benzer bölgesel kalkınma bankaları gibi bu organizasyonun hedefi de fakirlikle mücadele, sürdürülebilir büyümenin sağlanmasıdır. Banka bu doğrultuda Asya'da yer alan ülkelere borç, teknik ve politik destek temin etmekte ve yatırımlar gerçekleştirmektedir. Kurum bünyesinde ekonomistler, sosyologlar, mühendisler çevre bilimciler ve ilgi çekici bir lakabı olan "cinsiyet uzmanları" gibi pek çok farklı meslek grubuna ait temsilciler göver yapmaktadır.
Asya Kalınma Bankası kendi göver bölgesine giren iki büyük ekonomiye yönelik tahminlerini kısa bir süre önce aşağı çekmiştir: Çin ve Hindistan. Bu iki devasa ekonomideki yavaşlama büyük ihtimalle çevre ülkelerde de hissedilecektir.
Yayınlanan son raporda Çin ekonomisinin bu yıl %6.8 oranında genişleyeceğinin tahmin edildiği ifade edilmektedir - Çin hükümetinin kendi beklentisi %7 seviyesindedir. Asya Kalınma Bankası yavaşlamanın gelecek yılda da devam edeceği beklentisinde olmasından ötürü 2016 tahminini %6.7 seviyesine çekmiştir. Bu rakamlara bir perspektif temin etmek maksadıyla 2014 yılı büyümesinin %7.3 olarak açıklandığını belirtmek isterim.
Asya Kalınma Bankası'na göre Hindistan'ın büyüme hızı da frene basacaktır - büyüme hızının %7.8 seviyesinden %7.4 seviyesine gerileyeceği beklentisi vardır. Banka, bu görüşünün gerisinde Hindistan'ın sunduğu ürünlere ve hizmetlere duyulacak talepteki olası azalma ve ekonomik reformların hız kesmesi gibi faktörlerin bulunduğunu söylemektedir.
Asya'nın en önemli dinamoları olan bu iki ekonomideki ivme kaybından ötürü banka bölgeye yönelik büyüme tahminlerini aşağı yönde revize etmiştir - %6.3 olan 2015 tahmini %5.8 seviyesine, %6.3 olan 2016 tahmini ise %6 seviyesine indirilmiştir. Çin büyümesindeki hız kaybı büyük olasılıkla birçok Asya ekonomisini etkileyecektir. Çin'den gelen talebin azalması halihazırda emtia fiyatları üzerinde baskısını sürdürmektedir ki bu da ihracatına bel bağlayan ülkeler için kötü bir haberdir. Fakat bu durum dünyanın başka bölgelerindeki ekonomiler için üretim maliyetlerinin düşmesi anlamına gelmektedir. Maliyetlerin azalması enflasyonu dizginlemektedir. Enflasyon, birçok merkez bankasının faiz oranlarını normal düzeylere yükseltmeden önce dikkate aldığı bir konudur.