Kısa bir süre önce açıkladığımız üzere, merkez bankalarının düşük seviyelerde pozitif bir enflasyon görme isteğinin sebepleri arasında faiz oranlarının normale çevrilebilmesine yardımcı olmaları da bulunmaktadır (bu ilişki merkez bankalarının yüksek enflasyonla mücadele etmek için faiz oranlarını güçlü bir silah olarak kullanmasına da olanak tanımaktadır). Klasik bir yaklaşımla açıklayacak olursak: faiz oranlarının artırılması enflasyonu aşağı çekmektedir. Faizlerin enflasyon sıfıra yakın bir düzeyde iken artırılması ise deflasyonu tetikleyebilir.
Euro Bölgesi halen yüksek enflasyon ve cansız ekonomik büyüme pençesinde kıvranmaktadır. Herhangi bir faiz artışı -borçlanma masraflarını artıracağından- iş çevrelerinin büyümeyi yavaşlatmasına yol açacaktır. Yani böyle bir hamle için daha çok uzun zaman vardır (aslına bakarsanız borçlanma oranları tarihin en düşük seviyelerindedir ve ufak bir oynama çok büyük bir farklılık yaratmayacaktır). Analizciler, Avrupa Merkez Bankası'nın Aralık ayındaki toplantısında Euro Bölgesi ekonomisini canlandırmak maksadıyla ek likidite enjeksiyonu sağlayacak ve enflasyonu artıracak yeni tedbirler açıklayacağına inanmaktadır. Bu senaryodan ötürü Forex piyasası yatırımcılarının büyük bölümü Euro aleyhine işlem gerçekleştirmektedir; nitekim EUR/USD paritesi son yedi ayın en düşük seviyelerine düşüş sergilemiştir.
Amerika Merkez Bankası'nın faiz oranlarını Aralık ayında yükseltmesi olasılığı yüksek görünmektedir ve bu da Amerikan dolarını diğer para birimleri karşısında destekleyici bir niteliktedir. Uzmanların büyük bir bölümü 2015 yılında faizleri artırmaktan kaçan İngiltere Merkez Bankası'nın ise 2016 yılının ilk çeyreğinde düğmeye basacağı kanaatini taşımaktadır. Bu faktörler sayesinde gerileyen Euro, Avrupa Bölgesi'nin ihracat ürünlerinin rekabet edebilirliğini kuvvetlendirecektir. Bu durum muhtemelen bloğun büyümesi için daha uygun bir ortam teşkil edecektir fakat buna rağmen güney ile kuzey ekonomileri arasındaki uçurum dolayısıyla genişleme hızı oynaklık sergileyebilir.
Zayıflayan Euro, Fransa'dan ihraç edilen buğdayın Karadeniz bölgesi bölgesinden ihraç edilen buğdaydan daha ucuz hale getirmiştir. Bu gelişme geçen yıla kıyasla %29 daha az ihracat gerçekleştirmiş Fransız çiftçilerini mutlaka sevindirecektir. Öte yandan, buğdayın dünya genelinde tüketilen önemli besinlerden birisi olmasına karşın küresel bazda talep bir süredir zayıf düzeylerde seyretmektedir.