Avrupa Birliği çok uzun bir süredir İngiltere'de günah keçisi olarak değerlendirilmektedir; aslında bu durum topluluğun diğer üyelerinde de bir nebzeye kadar benzer düzeydedir. Ortaya çıkan sorunların büyük bölümünde üye ülkelerin vatandaşlarının görüşü neredeyse %50/%50 olarak bölünmektedir - genelde az bir farkla birliği destekleyenler galip gelmektedir. Birleşik Krallık'taki politik baskılar (yönetim, Euro karşıtı parlamenterler ve kamuoyu) hükümetin seçmenine 2017 yılı sonlarında ülkenin blok üyeliğini koruyup korumamasına yönelik bir referandum yapma sözü vermek durumunda bırakmıştır.
Parlamentoda sadece bir tek sandalyesi olan fakat toplum genelinde belirli bir tabana sahip olan Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi (UKIP) dışındaki diğer partiler ülkenin Avrupa Birliği'nde kalmaya devam etmesini arzulamaktadır. Yönetimdeki Muhafazakar parti referandum sözünü veren taraftır ve İngiltere'nin toplulukla yaptığı anlaşmanın yeniden değerlendirilmesi gerektiği görüşüne sahiptir - istenilen tavizlerin kopartılması halinde İngiltere'nin blok içerisinde yoluna devam etmesi yönünde bir kampanya yapacaktır.
Parlamentonun alt komitelerinden birisi olan Avrupa İnceleme Komitesi, Başbakan Cameron'un istediği değişikliklerin yapılabilmesi için yürürlükteki anlaşmada bazı düzenlenmelerin gerçekleştirilmesi gerektiğini ifade etmektedir. Bu, yeni stratejik hedeflerin üzerinde uzlaşılması veya İngiltere'nin isteklerini hayata geçirilmesine yardımcı olacak bir aletin temin edilmesinden ziyade ilk adımın atılabilmesine olanak tanıyacak bir husustur. Avrupa Birliği anlaşmasında düzenlemelere gidilmesi ancak 28 üye ülkenin oybirliği ile jabul etmesi halinde mümkün kılınmıştır - bazı ülkelerde anlaşmadaki düzenlemelerin parlamentolara onaya gelmeden önce referanduma gidilmesini bile gerektirmektedir.
Anlaşmanın yarattığı ayak bağı, Başbakanın İngiltere'nin Avrupa Birliği ile arasındaki ilişkilerine yönelik değişiklikleri görüşebildiğini söylemesini biraz zor bir hale getirebilir - neticede Britanya'nın isteklerine diğer tüm üye ülkelerin hükümet bazında destek vermesi lazımdır.
Birleşik Krallık hükümetinin değişiklik istediği dört ana başlık mevcuttur:
-Britanya ve Euro kullanmayan diğer üye ülkeler için tek pazarın korunması
-Kırmızı şeridin getirdiği yükün bir hedef belirlenmek suretiyle azaltılması ve böylelikle rekabetin kuvvetlendirilmesi
-Britanya'nın "topluluğu daha da yakınlaşması"ndan muaf edilmesi ve ulusal parlamentoların güçlendirilmesi
-Avrupa Birliği'nden gelen göçmenlerin İngiltere'de çalışmanın getirdiği işsel çıkarlara (vergi krediler gibi) sahip olmalarının önüne geçilmesi
Bunların içerisinde en büyük tartışma yaratacak madde büyük ihtimalle en sondaki olacaktır zira anlaşmada gerekli düzenlemenin yapılabilmesi için "sosyal güvenlik ve sosyal koruma alanındaki değişiklikler" meselesi oybirliği ile kabul edilmek sorundadır. Başbakan'ın bu reform fikirlerine diğer ülke liderlerinden ne kadar destek alabileceği henüz bilinmemektedir. Tabi görüşleri kabul görse bile İngiliz seçmenini nasıl ikna edeceği konusu var.