İngiltere hükümeti, eğer gelecek yıl olmazsa, 2017 yılının sonlarında ülkenin Avrupa Birliği ile yollarını ayırıp ayırmaması konusunda referanduma gidileceği sözünü vermişti. Dış çevreler, özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve Uluslararası Para Fonu, Birleşik Krallık'ın topluluk içerisinde kalarak önemli rolünü sürdürmesi gerektiği yönünde görüş bildirmişlerdir. Avrupa Birliği'nin diğer üyeleri de İngiltere'nin politik ve ekonomik topluluk içinde yoluna devam etmesine inandıklarını ifade etmişlerdir (AB, dünyanın en büyük ticaret bloklarından birisidir). Hükümetin amacı dört önemli konuda reform gerçekleşmesini sağlamaktır; isteklerin bir uzlaşma ile neticelenmesi halinde Şubat ayı gibi erken bir dönemde İngiltere halkına toplulukta kalınması yönünde görüş bildirilecektir. Britanya'nın Avrupalı ortaklarının bu konulara nasıl yaklaşacakları henüz belli değildir.
İngiltere'nin topluluktan ayrılmaması yönündeki son açıklama kendilerini Euro Gerçekçisi olarak nitelendiren Polonya hükümeti tarafından yapılmıştır. Polonya Başkanı Andzrej Duda, İngiltere'nin birlikle yollarını ayırmasının blok içerisinde bir krize neden olacağı konusunda uyarılarda bulunmuştur: "Avrupa Topluluğu geçmişte krizler tarafından sallanmıştır - gerek finansal gerekse sığınmacılar. Görmezden gelmeyi bırakalım, İngiltere'nin AB'yi terk etmesi AB için çok ciddi bir kriz haline dönüşebilir. Bu konuda hiç şüphem yok".
Kendisi her ne kadar Avrupa Birliği'nin pek çok zayıf noktası olduğunun altını çizse de İngiltere Başbakanı David Cameron'un birlikten gelen göçmenlere yönelik sosyal güvenlik konusunda sınırlama yapma isteğine pek de sıcak bakmadığını dile getirmektedir: "Biz AB'nin yeterli olmasını istiyoruz. Böylelikle gelecekte karşımıza çıkacak problemleri önceden görebiliriz. AB'nin temel haklar olarak tanımladığı basit özgürlüklerimize baş kaldırılmasına ise katılmıyorum. Ayrımcılığın ortadan kaldırılması prensibi en başta gelmektedir ve ben bu prensibin değiştirilmesine kesinlikle karşı çıkıyorum".
Sosyal güvenlik sigortası İngiltere'de az gelirlilere ödenmektedir ve bu sebepten ötürü göçmen olarak ülkeye gelen ve düşük ücretli işlerde çalışanlar da faydalanabilmektedir. Şu anda yürürlükte olan yasalara göre, İngiliz vatandaşlarına bu ödemeyi yapmaya devam ederken, AB vatandaşlarını bu haktan mahrum bırakmak gibi bir olasılık söz konusu değildir.