Arjantin halkı geçen ay yapılan seçimlerde Buenos Aires eski valilerinden birisi olan Mauricio Macri'yi ülke başkan seçerek son on iki yıldır süregelen komünist iktidarına son vermiştir. Yeni seçilen cumhurbaşkanı geçmişten kopacağına, iş çevrelerine daha uygun bir ortam adapte edeceğine, ülkenin kreditörler ile 2002'ye uzanan problemlerini çözeceğine, yolsuzluklar ile mücadele edeceğine (temiz kalpliliğin gereği...) ve ülkeyi Venezüella ve İran'a yakın politikalarında uzaklaştırarak Amerika Birleşik Devletleri ve batılı ülkelere çevireceğine söz vermiştir.
Yeni yönetimin aldığı en önemli kararlardan birisi ülkenin para birimi, Arjantin pezosu, üzerindeki kontrolün kaldırılmasıdır. Bu kararın ertesinde pezo Amerikan doları karşısında %30 değer kaybetmiştir. Daha önce uygulanan sınırlamalar bir doları 9.8 pezo düzeyinde tutmasına karşın karaborsada 14.5 seviyelerinde bulunmaktaydı. Bu hamle Arjantin'in ihraç ettiği ürünleri uluslararası piyasalarda çok daha rekabetçi bir konuma getirecektir. Bu arada, firmalara uygulanan dolar alımı sınırlamaları da kaldırılmıştır - fakat döviz piyasasında bireysel işlemlere yönelik kontroller devam ettirilmektedir.
Merkez bankasına -Arjantin pezonun Amerikan doları karşısında gereğinden fazla değer kazanması durumunda devreye girebilmesi için- pezo alım yetkisi verilmiştir fakat merkez bankaları tarafından yapılan kur müdahaleleri genellikle başarısızlıkla sonuçlanmaktadır (arada İsviçre Merkez Bankası gibi istisnalar mutlaka oluyor tabi).
"Akbaba fonları"na yönelik anlaşmazlık bu ülkeyi iflasa sürüklemişti (kreditörlerin bir bölümü anlaşmaya yanaşırken, diğer bölümü paralarını herhangi bir kesinti yapılmadan almak konusunda direterek diğerlerine yapılacak ödemenin bloke olmasını sağlamış ve iflası tetiklemişti). Yeni yönetim bu probleme bir an önce çözüm bulmak konusunda kararlıdır.