2016 yılı nereden bakarsanız bakın çalkantılarla başlamıştır ve hisse senetleri piyasaları rotayı aşağılara çevirmiştir. Hisselerin büyük kayıplar yaşadığı sektörlerin başında bankacılık gelmektedir - bu noktada piyasaların sebepten ziyade genel hissiyata dayalı hareket ettiği unutulmamalıdır. Analizcilerin büyük bir bölümü bankacılık hisselerinin yaşadığı değer kaybının haddinden fazla olduğunu ve bunun sektörün gerçeklerini yansıtmadığına inanmaktadır; yatırımcıların aynı fikirde olmadı ortada.
Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi, sene başından bu yana kadar olan periyot içerisinde %25 gibi büyük bir düzeye erişen kayıpların yaşandığı sektörü biraz rahatlatma arayışındadır; Avrupa'nın lider bankacılık devleri de bu keskin düşüşlerden etkilenmiştir.
Başkan Draghi, Avrupa Parlamentosu'nda yaptığı bir konuşmada, yatırımcılara Avrupa bankacılık sektörünün şu anda bulunduğu konumun Küresel Finansal Kriz öncesindeki noktaya kıyasla çok daha ilerde bulunduğunu ve gelecekte meydana gelebilecek finansal şoklara dayanıklı olduğunu anımsatmak istemektedir.
Görünüşe göre yatırımcılar bankaların emtia fiyatlarının aşırı zayıf yapısından ve Çin'deki ekonomik yavaşlamadan dolayı bankaların da etkileneceği endişesini taşımaktadır.
Draghi açıklamasında, "Hisselerdeki keskin düşüş bankacılık sektörünün tahminlerin gerisinde kalan ekonomik büyümeye aşırı hassas olduğunu göstermektedir" ifadesini kullanmıştır.
Başkan Draghi bankaların geçmişe nazaran parasal anlamda çok daha korunaklı bir durumda olduklarının altını çizmektedir. Parlamenterlere Avrupa Merkez Bankası'nın Euro Bölgesi ekonomisini güçlendirmek adına elinden gelen her şeyi yapacağının sözünü veren Draghi, "Harekete geçmekte tereddüt etmeyeceğiz" demiştir.
Draghi'nin sözleri Avrupa Merkez Bankası'nın Mart ayında yapılacak bir sonraki toplantısında para politikalarını daha destekleyici hale getirip getiremeyeceği konusunda değişik görüşlere yol açmıştır. Yine de, daha fazla gevşeme olasılığı Euro'yu Amerikan doları karşısında %1 oranında aşağı çekmiştir.