Açık, bir ülkenin elde ettiği gelirler (ürünler, hizmetler, gelirler ve şirket kazançları üzerinden aldığı vergiler) ile yaptığı harcamalar (savunma, sosyal güvenlik ve eğitim gibi) arasındaki farktır. Bir ülke açık vererek devam edemez ve bu yüzden açıklar ülkenin borç yükü "stokuna" eklenir - yani kreditörlerinize ödediğiniz gereken faiz tutarı artar. İdeal olarak her ülke gelirlerinin giderlerinden fazla olmasını ister; böylelikle hem geçmişe yönelik borçlar kapatılabilir ve hem de faiz ödemelerinin icabına bakılabilir.
İngiltere Ulusal İstatistik Ofisi'nin verilerine göre ülke 2015 yılında, dünyanın geri kalanı ile birlikte, en kötü açığı vermiştir. Ülke, dünyanın diğer ülkelerinden 125 milyar sterlin tutarında ithalat yapmıştır - daha önceki tahminlere kıyasla 1.9 milyar sterlin fazla. Ticaret açığının artması büyük olasılıkla 4üncü çeyreğe ait gayri safi yurtiçi hasıla rakamını (ikinci rapor Şubat ayı sonlarına doğru yayınlanacaktır) olumsuz yönde etkileyecektir. İlk rapordaki 4üncü çeyrek büyüme tahmini %0.4 seviyesindeydi.
İngiliz sterlininin özellikle Euro karşısında güç kazanması ülkenin ihraç ettiklerini dış piyasalarda daha az rekabet edebilir hale getirmektedir. Sterlin geçen sene Euro karşısında %6.2 oranında yükseliş yaşamıştır (fakat Amerikan doları karşısında %4 ve Japon yeni karşısında %3.7 gerilemiştir) fakat buradaki can alıcı asıl nokta zayıf küresel taleptir.
Birleşik Krallık hizmet sektörü iyi performansını korumuş ve 90 milyar sterlin gibi rekor bir fazla sağlamıştır. Ham petrol fiyatlarında azalma bu kaleme ödenen faturanın azaldığı anlamına gelmektedir (diğer taraftan bu aynı zamanda İngiltere'nin Kuzey Denizi petrolünden elde ettiği gelirin de düştüğünü ifade etmektedir). Petrol ithalatı 2009 yılının Şubat ayından bu yana en düşük düzeyde gerçekleşmiştir.