Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nün (OPEC) hafta sonunda yapılan görüşmelerde bir uzlaşı sağlayamamasının petrol fiyatlarının uzun bir düşüşe sürükleyeceğini düşünüyorum. Arz ile talep arasındaki ilişki fiyatların çok uzunca bir süre bu düzeyde kalmasına engel olabilir. Bunun da ötesinde, aslına bakarsanız, petrol fiyatlarını belirleyen yegane faktör arz/talep dengesi değildir; daha ziyade beklentilerdir. Ve şu an için beklentiler piyasadaki dengesizliğin devam edeceği yönündedir. Petrol fiyatlarının daha da gerileyeceği ve emtia para birimlerinin özellikle de Kanada dolarının bu gerilemeden payını alacağına inanmaktayım.
Petrol fiyatları Ocak ayında görülen dip seviyelere kıyasla %60 oranında artış kaydetmiştir. Bu tırmanışın büyük bölümü Rusya ile Suudi Arabistan arasındaki görüşmelerin sızması ertesine denk gelmektedir. OPEC üyeleri ile OPEC haricindeki petrol üreticisi ülkelerin üretimi sınırlandırmak konusunda bir uzlaşma sağlanacağı tahminleri bu piyasanın ana itici gücü olmuştur. Üretimin sınırlandırıldı bir ortamda talebin artması sadece bir zaman meselesidir.
Ne yazık ki bu iyi plan işe yaramamıştır. OPEC' bırakın diğer ülkeleri, kendi içerisinde bile anlaşmaya varması mümkün olamamıştır. Bu durum gerçekte pek de sürpriz değildir. Suudi Arabistan ve İran sürekli üçüncü ülkeler dolayısıyla birbiriyle kavga etmektedir. Bu iki ülkenin iyi geçinememesi 1400 yıllık bir çekişmeye dayanmaktadır.
Biraz daha yakın geçmişe bakacak olursak OPEC'in fiyatları artırmak için üretimin azaltılması konusunda defalarca sıkıntı yaşadığını görebiliriz. Neticede, ülkelere yönelik kota sisteminden bile vazgeçmek zorunda kalmışlar ve sadece genel bir sınır belirlemekle yetinmişlerdir. Zaten bu kota da son yıllarda sıklıkla delinmiştir.
Peki planların başarısız olmasına rağmen neden fiyatlar çöküş yaşamadı? Bunun iki nedeni vardır. Bunlardan birincisi arz/talep dengesinin bugünlerde biraz daha iyileşme kaydetmesidir. Üretim sadece ABD'de değil diğer yerlerde de (az da olsa ) yavaşlamıştır. Örneğin, Katar'da toplantıların yapıldığı sırada Kuveyt'teki petrol işçileri greve gitmiştir - bu da günlük 1.7 milyon varil az üretim anlamına gelmektedir.. Arz/talep dengesi fiyat hareketinin ancak %26'lık kısmını teşkil etmektedir. Bu bile tek başına üretim fazlasını piyasadan silmeye yeterlidir. Venezüella'nın petrol ihracatı limanlarındaki teknik problemler dolayısıyla azalmıştır. Nijerya, Kolombiya ve Irak ise boru hatlarına yapılan bombalı saldırılarla mücadele etmektedir. Kısacası üretimi baltalayan kısa vadeli pek çok sorun mevcuttur.
İkinci olarak, piyasanın ABD'deki üretimin azalmaya devam edeceğine olan inancı yer almaktadır. Bana göre, petrol fiyatlarının azalmamasının en önemli nedeni budur. Bruegel tarafından yapılan bir çalışma, petrol fiyatlarında son dönemde meydana gelen çöküşün %74'lük kısmı piyasanın arz/talep dengesinde değişiklik meydana geleceği beklentisi teşkil etmektedir. Yani petrol, bir emtiadan ziyade bir finansal yatırım aracı olarak işlem görmektedir. Yatırımcılar, şist petrolü üreticilerinin zamanla havlu atmayı sürdüreceğinin ve bununda üretimi olumsuz yönde etkileyeceğine inanmaktadır. Piyasayı alevlendiren asıl faktör de budur.
Petrol İhraç Eden Ülkeler Organizasyonu (OPEC) ne yazık ki şansını kaybetmiştir. Nisan ayında pek çok üretici borçlarını ötelerken varil başına 40 USD civarında birim fiyat belirlemiştir. Bu da üreticilerin en az altı ay daha pompalaya devam etmesini sağlayacak bir düzeydedir. Buna ek olarak, ABD'de yaklaşık olarak 4000 kuyu kazılmış ve petrol çıkarılabilir bir noktaya getirilmiştir. Her ay 170 kuyunun azaldığını varsaysak, bu halde bile günlük 400000 ila 600000 varil gibi bir üretim piyasalara akacaktır.
Diğer bir deyişle, fiyatlar artık OPEC tarafından belirlenmemektedir; artık belirleyici olan ABD'de ne olup bittiğidir. OPEC artık direksiyonu kaybetmiştir. Kartel'in piyasaya yön verecek birlikteliği kalmamış ve pazardaki etkisi azalmıştır. Petrol üretiminde değişkenlik sağlayan rol Suudi Arabistan'dan ABD'ye geçmiştir. Her birkaç ayda bir Viyana'da toplantı yaparak arzı belirlemek geçmişte kalmıştır. Amerikalı petrol üreticiler verilerinin piyasanın kendisinden almakta ve üretimlerini ona dayanarak artırmakta veya azaltmaktadır.
Bu esnada yatırım fonları ve spekülatörler ise uzun pozisyonlarını taşımaya devam etmektedir. Bu pozisyonları ne kadar daha uzun süre taşıyabilirler? Petrol fiyatlarının gerilemeye başlamasıyla birlikte bu pozisyonların bir bölümü kapatılacaktır. Fakat alıcı bulabilmeleri için fiyatların daha da düşmesini beklemek durumunda kalacaklardır.
Yukarıda da dile getirdiğim üzere, bu işin asıl can alıcı noktasını beklentiler oluşturmaktadır. Beklentilerin değişmesi bir miktar zaman alabilir fakat bu gerçekleştiğinde petrol fiyatları çok daha aşağılara çekilecektir. O noktada CAD ve MXN gibi para birimleri de düşüşe geçecektir.