Küresel ekonominin Küresel Finansal Kriz’in etkilerini atlattığını söylemek bira yanlış olabilir. Görünen o ki, küresel büyüme homojen ve istikrarlı bir yapıya erişememiştir. Krizin bitmesinden bu yana uzun bir zaman geçmesine rağmen bazı merkez bankalarının faiz oranlarını halen tarihlerinin en düşük seviyelerinde tutmayı sürdürmesi de bunu işaret etmektedir. Merkez bankalarının bu tutumunun gerisinde oranların önceki seviyelerine döndürülmesinin ekonomik aktiviteyi yavaşlatacağı korkuları yatmaktadır. Bazı bölgelerde işsizlik oranı rahatsızlık verecek seviyelerde bulunmaktadır ve genç kuşak bu durumdan bir hayli etkilenmektedir.
Yeni konut satışları rakamları ekonominin ağır bir viteste ilerleyip ilerlemediğinin işareti olabilir. Neticede inşaatçılar satılma garantisinin olmadığı ortamlarda kendilerini büyük mali yükler altına almak istemeyeceklerdir (benzer bir şekilde, konut alacaklar da sahip oldukları işin güvenilirliğinden şüphe duydukları zaman büyük bir borca girmekten kaçınacaklardır). Bunlar düşünüldüğünde, Amerika Birleşik Devletleri’nde yeni konut satışlarının Temmuz ayında (bir önceki senenin aynı ayına kıyasla) %12.4 oranında arttığının anlaşılması gerçekten iyi bir haberdir - bu artış, toplam rakamı 654000 seviyesine taşımaktadır. Ticaret Banaklığı’nın verileri son dokuz yıl içerisinde (Küresel Finansal Kriz’in başlamasından da önce) en iyi rakama ulaşıldığı anmalına da gelmektedir.
Her şeye rağmen, genel tablo bazı karşık mesajlar da vermektedir; örneğin yeni konut stoğu sayısı daha önce 5.2 aya yetecek düzeydeyken, Temmuz ayında %4.3 ay seviyesine gerilemiştir. Faizlerin çok düşük seviyelerde seyrini koruması ve istihdamın son yıllarda kuvvetini artırmaya devam etmesi konut piyasasını desteklemektedir. Amerika Merkez Bankası’nın faizleri artırması, doğal olarak mortgage oranlarına da yansıyacaktır - yani konut inşaatları üzerindeki negatif baskıyı kuvvetlendirecektir. Analizcilerin büyük bölümü Fed’in bu yıl bitmeden bir yada iki kere faizleri yükselteceğini tahmin etmektedir.