Britanya’nın Avrupa Topluluğu’ndaki geleceğine karar veren referandum neredeyse herkesin beklemediği bir şekilde neticelenmişti. Birleşik Krallık’ın AB dışarısında daha iyi ekonomik koşullara sahip olacağı yönünde hiçbir görüş bulunmazken, ekonomi uzmanları ve örgütleri ülkenin yaklaşık 500 milyon kişiye erişen gezegenin en büyük ortak pazarından ayrılması durumunda büyük sıkıntılar çekeceğini tahmin ettiklerini belirtmekteydi. Britanya’nın klüpten ayrılmasını destekleyenler, korkulan bu felaket senaryolarının gerçekleşmediğine dikkat çekmektedir - diğer taraftan sterlinin Amerikan doları karşısında son 31 yılın en düşük seviyesinde olduğundan bahsetmemektedirler (yalkaşık %17’ye varan bu değer kaybı ihraç ürünlerinin çok daha pahalı hale gelmesine yol açmaktadır). Referandumdan bu yana hisseler yükseliş yaşasa da Londra’nın kazançları diğerlerine göre sınırlı düzeyde kalmıştır. AB’den kopmayı destekleyenlerin yorumlarını etkisiz kılan bir unsur vardır ki o da Birleik Krallık ile AB arasındaki ilişkilerin henüz bir değişim geçirmemi olduğudur (artı, ülke halen ortak pazara erişebilmektedir) - 50nci Madde’nin uygulamaya konulması ile birlikte İngiltere çıkış yoluna girecek ve işler o zaman şekil değiştirmeye başlayacaktır; yatırımların azaldığı, işsizliğin arttığı, enflasyon ve belirsizliğin ülkeyi vurduğu bir döneme girilecektir.
Tabi ki bunların tamamı şu aşamada sihirli küre okumasından öte değildir. Sene başından Nisan ayına kadar geçen sürede ülkeye gelen dış yatırımlar bir önceki yılın aynı dönemine nazaran %11 oranında artış kaydetmiş ve 2213 projeye ulaşmıştır. İngiltere, 28 ülkeden oluşan topluluk içerisindeki en popüler yer haline gelmiştir. Bu yatırmlar, bahsi geçen sürede 116000 yeni istihdam üretmiştir (yatırımcıların başında ABD, Çin ve Hindistan yer almaktadır).
Şu anda Birleşik Krallık’ta işyeri bulunan yabancı kuruluşlar ortak pazara erişim sağlayabilmektedir fakat bu durum ülkenin ortak pazardan ayrılması ile sona erecektir. Bloktan ayrılma taraftarı olanların yapması gereken şey, 2015-16 verilerini ülke 50nci Madde’yi yürürlüğe soktuktan sonra gelen veriler ile kıyaslamak olacaktır. Hiç şüphesiz ki, (bloktan ayrılma süreci resmi olarak başlatıldıktan itibaren) her geçen ay dışarıdan gelen yatırımların azaldığına tanıklık edecektir. İngilizcenin ana lisan olduğu (ve topluluktan ayrılmayan) İrlanda ise yatırımların büyük oranda arttığını hissedecektir. Birleşik Krallık’ın bloktan ayrılmasının etkilerini yatırımcıların kararları şekillendirecek.