İlginç Bir Sene Geçirdik - 2016 Yılına Bakış

Pek çok kişi 2016 yılın işlerin rayında gideceğini tahmin etmekteydi. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki başkanlık yarışı sürecinde Cumhuriyetçilerin bir aday çıkarmakta zorlanması analizcilerin Demokratların kolay bir galibiyet elde edeceğini düşünmelerine yol açmıştı. Birleşik Krallık’ta ise David Cameron (bu kişiyi hatırladınız mı?) kendi partisi içerisinde Euro karşıtı olanların sesini kısmak ve Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi’nin önünü tıkamak maksadıyla bir kumar oynamaya kalkmıştı. Cameron, ilk başta Avrupalı ortaklarından bir dizi imtiyaz kazanmayı başarsa da (şu anda bunların ne olduğunu kendisi bile hatırlamıyordur herhalde) sonrasında büyük bir hezimet yaşamıştı.

Amerika Merkez Bankası, ilk aylarda sene içerisine dört faiz artırımı yayacağını ve sene sonunda faizlerin %1.25 seviyesinde olacağını söylemişti. Petrol fiyatlarındaki gerileme ve Çin hisse senetleri piyasasının tökezlemesi (burun üstü çakılması dersem biraz fazla abartılı olur) bu planları suya düşürmüştü. Bu gelişmelerin dünya genelindeki borsalardan üç aylık kazançları silip süpürmesi Fed’in gözünü korkutmuş ve büyümeyi sıkıntıya sokacağı endişesini yaymıştı. Sonrasında ise Britanya, piyasaları AB referandumu ile şoke etti ve faiz kararı sonraya kaldı - Fed, faizleri ancak Aralık ayında, kısa bir süre önce, artırabildi. Faiz oranlarını %0.25 oranında yükselten merkez bankası, yeni başkanın uygulayacağı politikalara paralel bir şekilde, 2017 yılında da faizleri yukarı taşımaya devam edeceğini ilan etmiştir. Seçilmesi dolayısıyla Amerikan dolarını son 14 yılın zirvesine taşıyan yeni başkan tabi ki Hillary Clinton değildir.

Haziran ayında yaz mevsimi sıcakları Britanyalıların %52’nin kafasını kavurmuş ve ülkeyi Avrupa Birliği’nden ayrılma yoluna sürüklemiştir. Referandumdan böyle bir sonuş çıkmasına topluluktan ayrılma yönünde kampanya yapanlar bile inanamamıştır. Lizbon Anlaşması’nın 50nci maddesinin yürürlüğe sokulması ile ayrılık süreci başlayacaktır. Tabi bu ayrılık süreci başlamadan referandumu ortaya atan kişi olan Başbakan David Cameron görevinden ayrılıdığı işan etmiştir - yarattığı karmaşayı temizlemek başkalarına kalmıştır. Seçmenleri ayrılma yönünde oy kullanmaya iten sözlerin (Avrupa Birliği’ne sağlanan -haftalık bazda 350 milyon sterlin- katkının Ulusal Sağlık Sistemi’ne aktarılması, Ortak Pazar üyeliğinin yitirilmemesi garantisi veya göçmenleri puanlama usulü ile kabul edilmesi) bir tanesi bile yerine getirilmemiştir. Parlamento tarafından gerçekleştirilecek tek söz 50nci maddenin 2017 yılının Mart ayı sonunda uygulamaya konulacağıdır. Birleşik Krallık’ta yaşayan AB vatandaşlarının ve yurtdışında yaşayan Britanyalıların geleceği halen belirsizliğini korumaktadır. Birleşik Krallık’ın AB’den boşanması sonrasında hangi ticaret anlaşmasını kullanacağı (Ortak Pazar - EFTA - Gümrük Birliği) konusu da parlamentodaki vekillerin günlük tartışma konusu olmaktan öteye geçememektedir. Başbakan’ın geçmişe uzanan bir yasaya dayanarak 50nci maddeyi parlamentonun onayına sunmadan kendi başına işleme koyabileceği tezi Yüksek Mahkeme tarafından reddedilmiştir. Hükümet bu kararı temyize götürmüştür ve nihai karar gelecek ay açıklanacaktır - iş bölgesel parlamentoların oylama yapması gerektiğine kadar uzanabilir. Gerek Kuzey İrlanda gerekse İskoçya’nın AB ile yola devam yönünde görüş bildirdiği düşünülürse, ayrılık sürecinin başlatılmasının mümkün olmayacağı ifade edilebilir. Tabi mahkemenin daha önce verilen kararı bozması ve Başbakana yetki vermesi de olasılık dahilindedir.

Birleşik Krallık halen topluluk üyesidir ve tahmin edilen ekonomik felaketler henüz yaşanmamıştır (ülkenin sahip olduğu imtiyazları halen kaybetmemiş olmaması önemli rol oynamaktadır). Buna rağmen, sterlin referandumun yaattığı yıkım ertesinde %20 oranında değer kaybetmiştir. Zayıf sterlin FTSE endeksini yukarı taşımıştır. İthalata ödenen paranın artması enflasyonu tırmandırmaktadır (Haziran ayında %0.5 olan enflasyon bugün %1.2 seviyesindedir).

“Politikada yapılan şakalar gerçeğe dönüşebilir” sözü ABD’ye damgasını vurmuştur. Seçimi kaybetmesine kesin gözü ile bakılan Cumhuriyetçi aday Donald Trump başkanlık yarışını lider olarak tamamlamıştır. Donald Trump, normalde bir adayı yarışın sonuna atabilecek pek çok ilginç (müslümanların ülkeye sokulmaması, ABD-Meksika sınırına bir duvar örülmesi, yasadışı göçmenlerin ülkelerine geri yollanması, toplumu bölücü ifadeleri gibi) açıklamada bulunmasına rağmen, muhtemelen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve onun bilgisayar korsanları sayesinde, Beyaz Saray’ın bir sonraki ev sahibi olmuştur. Hisse senetleri piyasaları bu netice ertesinde düşüş yaşasa da sonrasında (yatırımcıların Cumhuriyetçilerin hem Beyaz Saray’ı hem de parlamentonun iki kanadını birden kontrol ettiğini hatırlaması sayesinde) hızla toparlanmayı başarmıştır. Piyasanın tırmanışında Britanya’nın AB’den ayrılışının halen belirsizliğini korumasından ziyade Donald Trump’ın politikalarına yönelik beklentiler yatmaktadır. Eh, 2016 yılı gerçekten de ilginç sürprizlere sahne olmuş!

tr.DailyForex.com Takım
About tr.DailyForex.com Takım
DailyForex, Forex dünyasındaki son gelişmeleri ve Forex teknik analizlerini sizlere sunuyor. Ayrıca size en uygun forex firmasını bulabilmeniz için uzmanlarımız tarafından hazırlanan forex firmaları incelemelerini de ziyaret edebilirsiniz.
 

En Sık Ziyaret Edilen Broker Değerlendirmeleri