Amerika Merkez Bankası Başkanı Janet Yellen, tahminlere paralel bir şekilde, faiz oranlarını %0.25 oranında artırdıklarını açıklamıştır. Fed, 2015 yılından bu yana oranları üç kez yükseltmiştir. Bu son değişiklik neticesinde faizler %0.75 ile %1 aralığına gelmiştir. Faizlerin uzun vade (1971 ile 2017 yılları arasındaki) ortalaması %5.81 seviyesindedir. Bu süre zarfı içerisinde oranlar %0.25 (2008 yılının Aralık ayından 2015 yılının Aralık ayına kadar olan zaman boyunca) gibi çok düşük bir değer ile %20 (2980 yılının Mart ayı) gibi rekor bir değer arasında değişim yaşamıştır.
Merkez bankaları (Büyük Buhran’dan sonraki en büyük kriz gibi bir sorun ile mücadele etmedikleri sürece) faiz oranlarını ekonomik aktiviteyi kontrol etmek için bir araç olarak kullanırlar. Oranların düşürülmesi ekonomiyi destekleme amacına hizmet ederken, oranların yükseltilmesi enflasyonu boğmak için kullanılır. Fed’in faiz oranlarını normal seviyelere taşımak istemesinin bir diğer nedeni ise kendisine gerektiği durumlarda manevra alanı kazandırmak istemesidir (faizlerin çok düşük olması doğal olarak manevra kabiliyetini de kısıtlamaktadır). Analizciler, Fed’in bu arzusunun yeni faiz artırımları getireceğini düşünmesine yol açmaktadır.
Fed’in bildirisi sonrasında açıklama yapan Fed Başkanı Janet Yellen, “Para politikası, bu artırım sonrasında bile destekleyici bir düzeydedir. Bu, istihdam piyasasının daha güçlenmesi ve enflasyonun %2 seviyesi yukarısında kalıcıcılık sağlayabilmesini destekleyecektir” demektedir.
Fed, ülke ekonomisinin bu yılda %2.1 oranında büyüyeceğini ve 2019 yılında büyümenin biraz hız keserek %1.9 seviyesine gerileyeceğini tahmin etmektedir. Tabi bu tahminler ABD Başkanı Donald Trump’ın hayata geçireceği politikalardan etkilenecektir. Ülkesinin %4 büyüme hızını yakalayacağını ifade eden Trump, korumacı polikalara yönelmektedir - bu seçim, ülkelerin birbirine kenetlendiği bir çağda geri tepebilir.