Bill Clinton geçmişte, “Aslında ekonomi salak…” demişti. İngiltere Başbakanı Theresa May’in Avam Kamarası’nda çoğunluğu 12 sandalye fazla ile elinde tutması, henüz üç sene daha görev süresi olması ve Brexit yasasını sorunsuzça meclisten geçirmesine rağmen erken seçim kararı alması konusunda birçok spekülasyon ortaya atılmıştır. Bazıları anketlerin kendisinin İşçi Partisinin 20 puan önünde olduğunu göstermesinin cazibesine dayanamadığını iddia etse de kendisi Avrupa Topluluğu ile yapacağı görüşmelerde karşılaşacağı muhalefetin az olması için böyle bir adım attığını ileri sürmektedir (bu mazeret pek bir anlam ifade etmemektedir ve bunun en iyi örneğini Yunanistan sergilemiştir!).
İngiltere Ulusal İstatistik Ofisi tarafından hazırlanan son raporda perakende satışların bu yılın ilk çeyreğinde, 2016 yılının son çeyreğine kıyasla, %1.4 oranında düştüğü belirtilmektedir - Mart ayında satışlar Şubat ayına nazaran %1.8 azalmıştır. 2010 yılından bu yana karşılaşılan en hızlı düşüş anlamına gelen bu rakam gerçekten de çok belirgin bir gerilemeye dikkat çekmektedir. Hammadde fiyatlarında gözlenen tırmanış (sterlinin referandumdan bu yana belirgin bir değer kaybetmesi ithal edilen ürünlerin fiyatını bir hayli yükseltmiştir) azalan satışların ana nedeni olarak değerlendirilmektedir. Petrol fiyatlarının sene başından Mart ayına kadar geçen sürede %16.4 oranında artmış olması da bir diğer sorundur.
Ofisin deneyimli istatistikçilerinden Kate Davies, “2013 yılından bu yana ilk kez çeyrek dönemlik bir düşüş yaşadık ve görünüşe göre bu değişimde pek çok faktör rol oynadı” demiştir. Lloyds Bank bireysel hizmetler şefi Keith Richardson da benzer bir değerlendirmede bulunmaktadır: “Bu rakamlar İngiliz tüketicilerin başında kara bulutlar toplandığını gösteriyor. Yükselen akaryakıt fiyatları ve reel maaşların azalması tüketicileri kemer sıkmaya itiyor; tabi bu esnada değer kaybeden sterlin de harcamaları yükseltiyor”.
Anketler, ailelerin cebine giren paranın yıllık 1200 sterlin düşmesi durumunda, Birleşik Krallık’ın Avrupa Topluluğu’ndan ayrılması düşüncesine verilen desteğin buharlaşacağını ortaya koymaktadır. Fakat buradaki asıl soru bu boşluğun Muhafazakar Partiye verilen desteği kemirecek kadar hızlı meydana gelip gelmeyeceğidir.