Oyunlar başlasın. Dün yapılan oylamada 522’ye karşı 13 gibi büyük bir çoğunluk sağlanarak erken genel seçimlerin önü açılmıştır (seçime gidilebilmesi için en az üçte iki çoğunluk gerekmekteydi). Erken gelen seçim 8 Haziran tarihinde düzenlenecektir fakat bunun öncesinde 4 Mayıs tarihinde bölgesel konseylerin seçimi gerçekleşecektir. Muhafazakarlar, muhalefetteki İşçi Partisi karşısında önde giderken Libral Demokratlar kendilerine verilen desteğin artması sayesinde %11 ile üçüncü sıraya yerleşmiştir. Yine de, 2016 seçimlerinin bize verdiği çok iyi bir ders vardır ki, o da anketlerin seçmenlerin görüşlerini iletirken bir hayli yanılabildikleridir.
Başbakan Theresa May, bu seçimin ülkenin Avrupa Birliği’nden ayrılma müzakerelerine güçlü bir hükümet ile gidilmesi için gerektiği olduğunu ifade etmektedir (aslında bu çok da lüzumlu değildir fakat partisinin güçlenmesi kendisine parti içerisinde manevra alanı sunacaktır). Şu aşamada Muhafazakarların oylarını artıracakları inancı hakimdir fakat seçmenin düşüncelerini değiştirmesine yetecek süre de mevcuttur. Seçmenlerin yaklaşık yarısı Britanya’nın Avrupa Topluluğu’ndan ayrılmasına karşı çıkmıştı. Şimdi ise hükümetin bu ayrılığı seçmenlere karşı savunması gerekecektir. Muhafazakarlar içerisinde topluluk karşıtı olanlar her zaman azınlıkta olmuştur ve adayların boşanma sürecine yönelik sorulara cevap vermesi bir hayli sıkıntılı olabilir zira ortada hiçbir plan bulunmamaktadır - neticede başa gelecekler ne olursa olsun bu süreci yönetmekle yükümlü olacaklardır.
Hükümetin 2010 yılından bu yana görevde olması kendilerinin tasarruf tedbirleri konusundaki karnesini belirgin bir şekilde zayıflatmıştır; kamu hizmetlerinin büyük bölümü ya daralma yaşamış yada durma noktasına gelmiştir. Şimdi hükümet hem geçmişte yaptıklarını hem de ayrılık sürecini savunmak durumundadır. Başbakan May, liderlerin tartıştıkları televizyon programına katılmayı reddetmektedir ve bu tutum kendisine zarar verebilir. Diğer taraftan, rakiplerinin kendisine yönelteceği sorulara verecek cevap bulamaması halinde işler daha karmaşıklaşabilir.
Parlamentonun ülkenin topluluktan çıkması karşıtı olan milletvekilleri ile dolması durumunda ise hükümet kendini bir çıkmaz içerisinde bulabilir ve ciddi politik değişiklikler yapma yoluna gidebilir. Tabi bu düşüncedekilerin kendilerini 9 Haziran’da muhalefette bulması da olasılık dahilindedir.