Finansal piyasalar 2011 yılından bu zamana bundan daha kötü bir çeyrek geçirmemiştir. Analizciler üçüncü çeyreği, dünyanın en büyük iki ekonomisini vuran travmaların bir araya geldiği bir dönem olarak nitelendirmektedir.
Travma zincirinin başında Çin piyasalarının allak bullak olması gelmektedir ki bu durum emtia piyasalarında dur durak bilmeyen bir düşüş başlatmıştır. Tabi bir de Yunanistan'ın borçlarından dolayı iflas etmesi vardır ki bu sorun neredeyse Euro'yu bitirme noktasına getirmiş ve Euro Bölgesi'ni işleri yeniden gözden geçirmek zorunda bırakmıştır.
Çin'in para birimini devalüe etmesi ardından Amerika Merkez Bankası'nın faiz artırımı konusunun da ortama dahil olması yatırımcılara unutamayacakları üç aylık bir yaz dönemi yaşatmıştır.
Barclay's bankası analizcilerinden birisi yaptığı açıklamada "Küresel hisse senetleri piyasaları 2011'den bu zamana en kötü çeyreği geride bırakıyor. Zaten diken üstünde olan piyasaları zayıf küresel büyüme ve gelişmekte olan piyasalardaki (bilhassa Çin'deki) yavaşlamalar gibi faktörler etkiliyor" demiştir.
En Kötü Performans
Çin'in nabzı Şanghay Bileşik endeksi yaşadığı %25 kayıp dolayısıyla dünyanın en kötü performansını sergileyenlerden birisi olmuştur. Asya-Pasifik bölgesinde endeksler son dört yılın en zayıf performansını göstermiştir. Asya-Pasifik'teki 15 büyük borsa içerisinde sadece bir tanesi üçüncü çeyreği artıda kapatmıştır.
Hong Kong Hang Seng endeksi Şanghay'dan sonraki en zayıf piyasa olmuştur. Hang Seng, çeyreği %20 geride kapatmak üzeredir. Listede %15 civarında değer yitiren Nikkei 225 ve Cakarta Bileşik endeksleri de bulunmaktadır.
S&P 500, Dow Jones Endüstriyel Ortalama ve Nasdaq yaklaşık %9 güç kaybetmiştir. Almanya Dax %15, Fransa CAC %11, İtalya MIB %8, İspanya Ibex %13 düşüş yaşamıştır.
Küresel yavaşlamanın sorumlusu gelişmekte olan piyasalar mı?