Yapacaklar mı yoksa yapmayacakları mı? Bu hafta piyasaların kafasını kurcalayan en önemli soru budur. Amerika Merkez Bankası yetkilileri toplantılarını 26-27 Nisan tarihlerinde gerçekleştirecektir. İnsanların büyük bölümü faiz oranlarına ellenmeyeceğini düşünürken sadece küçük bir azınlık artırım beklentisi taşımaktadır.
ABD ekonomisi bir süredir sıkı bir istihdam üretmektedir ve tüketici fiyatları artış kaydetmiştir - bu da Fed'in faiz artırması için destekleyici bir aktördür. Buna karşın, bazı faktörler halen hem yerel hem de uluslararası ekonomileri tehdit etmeyi sürdürmektedir ve Fed Başkanı Janet Yellen yeni faiz oranları konusunda temkinli davranmaktadır - faiz artımının ikinci yarıya kalacağı tezini desteklemektedir.
Perakende satışlar ve uluslararası ticaretteki zayıflık, özellikle de Çin ekonomisine yönelik olanlar, Fed'in faiz oranlarını artırmayacağı düşüncesini savunanların ana dayanak noktasıdır. Bunun yanı sıra, borsalarda yılın başında gözlenen keskin düşüş ve zayıf gelen birinci çeyrek ekonomik verileri oranların bir süre daha şu anda bulundukları düzeyde kalmasına yol açabilir. Fed'in politikalarına şekil veren Federal Açık Piyasa Komitesi, faiz oranlarını daha normal seviyelere taşımak için daha güçlü enflasyon ve büyümeye yönelik kanıt arayışında olacaktır.
Yellen'in ekonomik görünümü gelecekte yapılacak artırımlara açık bir kapı bırakacak şekilde tarif edeceği düşünülmektedir.
Piyasalar Faizlerin Değişmeyeceği Düşüncesine Göre Hareket Ediyor
Piyasalar bu hafta faizlerin değiştirilmeyeceği konusunda emin görünmektedir. Fed'in Haziran 14-15 toplantısında harekete geçme olasılığı ise %20 olarak değerlendirilmektedir.
Societe Generale'nin New York ofisinde ABD ekonomisi şefi olarak görev yapan Aneta Markowska, "...piyasada yeni bir aşırı hareketlilik dalgası meydana getirmeden Haziran ayı artırımını gerçekleştirebilirler. Ocak ve Şubat aylarındaki satış dalgaları derin izler meydana getirmişti" açıklamasında bulunmuştur.