Birleşik Krallık Başbakanı Theresa May, kısa bir süre önce sürpriz bir adım atarak bu yıl 8 Haziran tarihinde erken genel seçime gitmeye niyetli olduğunu ilan etmiştir. Normalde genel seçimlerin üç sene sonra, 2020 yılının içerisinde, düzenlenmesi planlanmaktaydı.
Erken seçimlerin yapılabilmesi için Avam Kamarası’nın bu kararı üçte iki çoğunlukla yasalaştırması gerekmektedir. Diğer bir deyişle, muhalefetteki İşçi Partisi, Liberal Demokratlar ve İskoçya Ulusal Partisi’nin de desteğine ihtiyaç duyulacaktır. Son 100 yıl içerisindeki en kötü zamanını geçiren İşçi Partisi’nin milletvekillerinin bir bölümünün desteği olmadan tasarının onaylanması mümkün görünmemektedir. Kısacası Başbakan Theresa May, İşçi Partisi’nin söylemlerine bağlı kalacağı riskini almaktadır - tasarı bugün oylamaya sunulacaktır. Bugün yapılacak oylamaya tüm milletvekillerinin katılması durumunda 434 kabul oyu gerekecektir. Bu, Muhafazakar Parti’nin dışarıdan 134 oy daha toplaması gerektiği anlamına gelmektedir - bu sayıya İşçi Partisi’nin 13 sandalyesi de dahildir.
Başbakan Theresa May, Britanya’nın Avrupa Birliği’nden ayrılması sürecinin daha güçlü bir yönetim tarafından idare edilmesi gerektiğini düşünmektedir. May’in kararına biraz şüpheli yaklaşmak gerekse de sözlerinde doğruluk payı olduğu da unutulmamalıdır. Neticede şu anda görevde olan hükümet göreceli olarak ufak bir çoğunluğa sahiptir ve bu durum ayrılık sürecindeki işlemleri bir hayli zorlu hale getirebilir. Eğer May, anketlerin gösterdiği şekilde, seçimden daha güçlü bir zaferle çıkabilirse, ayrılma stratejisini daha rahat uygulayabilir.
İngiliz sterlininin bu karara olumlu bir tepki vermesi beklenmektedir. Sterlin, bundan birkaç önce Britanya’nın topluluk ile tüm bağlarını koparabileceği haberleri ertesinde eriştiği dip seviyelerden toparlanarak yükselişe geçmeye başlamıştı.