Pastanın sol dilimlerini bitirip kemerimizi gevşettikten sonra son çeyreğin hızlı, inişli çıkışlı günlerini geride bırakıp ileri bakmalı ve yolumuza yeni yılda da kazançla devam etmeliyiz. Önümüzdeki yeni seneyi kazançlı bir hale getirmek için tabi ki doğru bir şekilde yatırım yapmamız ve doğru kararlar almamız gerekecektir.
Bu doğru kararları alabilmek için piyasanın psikolojik faktörlerini aklınızda bulundurmak önemli bir stratjei olacaktır. 2012 yılı Amerika başkanlık seçimine, küresel borç krizine ve yavaşlamakta olan Çin ekonomisine odaklı bir yıl olacaktır. 2012 yılında kazanç açısından verimli olabilecek kaynak ararken Japon yeni ve İsviçre frankının güvenli limanlarının ötesine bakıyorum. Amerikan doları mutlaka piyasaların ve yatırımcıların ilgi odağı olacaktır ki bu doğaldır, fakat ben EUR/GBP paritesinde kısa pozisyon tutmanın büyük bir potansiyele sahip olduğunu görüyorum.
2011 Eylül’den bu yana EUR/GBP:
Son 12 ay içerisinde bütün umutlara, inanışlara, açıklamalara rağmen EUR artık sırtını dayadığı yatırımcıların da sabrını tüketme konumuna gelmiştir. Aralık ayında Brüksel’de düzenlenen liderler zirvesi, bir kez daha, kalıcı bir çözüm üretmeyi başaramamıştır. Bir sonraki liderler zirvesinin 2012 Mart ayından önce olmayacağını düşündüğümüzde Avrupa’nın ekonomik gelişmesinde bir duraklama yaşayacağını varsayabiliriz. Bir çok yatırımcının odak noktası EUR/USD olacaktır hiç şüphesiz. Bu noktada ben, Amerikan ekonomisinin beklenenden az gelişme tahminlerine rağmen, EUR/GBP paritesinin iyi bir gelir potansiyeline sahip olduğuna inanmaktayım.
Son birkaç hafta içinde kredi derecelendirme kuruluşlarından gelen not indirimleri ve 17 Avrupa topluluğuna ait ülkeler için yaptıkları incelemeleri gündemdeydi. İngiltere ekonomisinin çok iyi bir durumda olduğunu söyleyemeyiz (3üncü çeyrek açığı 15.2 milyar sterline yükseldi) fakat Avrupa’nın içinde bulunduğu kötü koşullarla kıyaslandığında temel anlamda daha iyi durumda, daha az riskli, olduğunu söyleyebiliriz. İngiltere ekonomisi 3üncü çeyrek dilimde %0.6 gelişti, bu rakam ciddi bir büyüme olmasa da Avrupa ekonomisinin gidişatına oranla daha doğru bir yolda olduğunu söylemek mümkün olabilir.
İngiltere ekonomisinin daraldığına dair veriler olsa da (Ekim verilerine göre ekonominin %66sını oluşturan servis sektöründe %0.7lik düşüş gerçekleşmiştir) var olan güven ortamı verilerine bakıldığında iyileşme yaşandığı görülebilir (Ekim ayında 51.3 olan satın alma endeksi, Kasım ayında 52.1 seviyesine yükselmiştir). İngiltere ekonomisinde hafif bir artış tahmin edilmesine rağmen, İngiltere Merkez Bankasının izlediği politika sayesinde borçlanma faiz oranları %2 seviyesinin altına inmiştir.
Çözülemeyen problemler ile Avrupa bölgesinde borçlanma maliyetleri İngiltere’ye kıyasla daha hızlı artmaktadır. Avrupa Merkez Bankasının borç krizini önlemek için yaptığı girişimleri düşündüğümüzde, yatırımcıların Avrupa para biriminden (EUR) uzaklaşarak sterline yaklaşacaklarını düşünebiliriz. Kısacası EUR/GBP paritesinde kısa pozisyon tutmanın yeni sene için iyi bir düşünce olacağını söyleyebilirim.