2013 yılının ilk çeyreği EUR/USD paritesi için oldukça hareketli geçecek gibi görünmektedir. Pek çok senaryonun var olduğu bir ortamda pek çok değişik olasılık da karşımıza çıkacaktır, bunları ayrıntılı olarak ele almaya çalışacağım.
Amerika Birleşik Devletleri mali bir uçurumun kenarına doğru yavaşça yaklaşmaktadır. Eğer kongre yapılacak harcamalar ile ilgili bir uzlaşmaya varamazsa, vergi artırımlarının yanı sıra harcama kesintileri de otomatik olarak devreye girecektir. Aslında Birleşik Devletlerin gerçekleştirmesi gereken bu uygulama, harcama kesintilerin ve vergi artırımının büyüklüğü nedeniyle Amerikan ekonomisini bir resesyona sokabilir. Birleşik Devletlerin yapması gereken bazı uygulamaları kademeli olarak devreye sokmaktır, acımasız yollarla değil.
Atlantik okyanusunun öbür tarafında ise Avrupa’nın bitmez tükenmez borç sorunları bulunmaktadır. Bu konu gündemde o kadar uzun süre kaldı ki sanki 40 yıldır bu sıkıntılar içindeymişiz gibi bir hisse kapılmaktayım. Görünüşe göre bazı Avrupa ülkelerinin iflası gerekecektir. Her şeye rağmen, finansal mühendisliğin işlediği sürece, bankalar bilançolarını bir şekilde makyajlayarak olduğundan iyi göstermeye devam edecektirler. Avrupa’nın çektiği dertlerin zaman içersinde tekrar ve tekrar ortaya çıkması dolayısıyla EUR/USD paritesi vahşi dalgalanmalar yaşamaktadır.
Aslında gördüklerimiz, birbirinden kötü durumda olan iki para biriminin savaşından ibarettir.
Hareketlilik artmaya devam edecek
Bunu yazı olarak ifade etmekten nefret etsem de beklenmesi gereken bu olacaktır. Önümüzdeki üç ay, parite için hareketliliğin fazla olacağını tahmin etmekteyim. Şu an için pariteyi etkileyecek en önemli faktör kongrenin bir uzlaşmaya varamaması olacaktır. Şahsen, politikacıların sene sonuna kadar ellerinden geleni yapacaklarına pek de inanmamaktayım. Birleşik Devletlerin ekonomisi uçuruma yuvarlandıktan sonra işler rayına oturtulmaya çalışılacaktır. İstenildiği taktirde bu durum aslında kolaylıkla çözülebilecek bir problemdir. Belirsizliğin artması ile birlikte Amerikan hazine tahvillerine olacak talebin artması neticesinde bu parite de ani düşüş hareketleri yaşanabilir. Öte yandan, yaşanacak düşüş çok hızlı bir şekilde yön değiştirebilir. Eğer ciddi bir anlaşmaya varılabilirse, bunun Euro (Avro) lehine olacağını düşünmekteyim. Yatırımcılar riskli olan yatırımların cazibesine yeniden kapılacaklardır.
Avrupa’nın borç krizinin devam edeceğini de unutmamalıyız. Sonuçta, Avrupa Merkez Bankasının sorunlu ülkeler yardım istediklerinde onların yanında bulunacağını söylemesinin dışında bölgede pek bir değişiklik yaşanmamıştır. İspanya, İtalya, İrlanda ve Yunanistan için planlanan bu uygulama, Avrupa Merkez Bankasının para basması ile aynı kapıya çıkmaktadır. Merkez bankasının yapacağı şey birkaç tuşa basmak ve bu ülkelerin tahvillerini sihirli bir şekilde almak olacaktır. Bu durum Euro’yu diğer para birimleri karşısında bir baskı altına sokacaktır. Bu baskı belirli zamanlarda Amerikan dolarına karşı da hissedilecektir.
Son çeyreğin içerisinde EUR/USD paritesinin 1.3150 ve 1.27 seviyeleri arasında gidip geldiğine tanık olduk. İleride de bu harekete benzer bir davranış göreceğimizi, yalnız işlem aralığının biraz daha yukarılarda olacağını düşünmekteyim. 1.35 seviyesinin yukarısına yakın zaman içerisine çıkacağımızı tahmin etmiyorum. Aynı şekilde, 1.25 seviyesinin aşağı kırılması ihtimalinin de çok az olduğunu düşünmekteyim. Önümüzdeki bu ilk çeyreğin 1000 piplik alan içerisinde ileri ve geri hareket edilerek geçirileceğini tahmin ediyorum. Diğer bir deyişle dördüncü çeyrekte görmeye alıştığımız fiyat hareketlerinin tekrarını yaşayacağız.
1.3150 seviyesinin üstünde gördüğüm en büyük problem 2012 senesinin başlarına dayanmaktadır. Daha önce büyük bir alçalan üçgeni kırmış olduğumuzu ve bu formasyonun 1.35 seviyesine kadar ulaştığını unutmamız gereklidir. Bu durumu düşündüğümde, 1.35 seviyesine ulaşana kadar karşımıza çıkacak dirençlerin sıklığı da aklıma gelmektedir. 1.35 seviyesini kırmamız durumunda EUR/USD paritesinin bir roket gibi büyük bir hızla yükseleceğini tahmin etmekteyim.
Benim tahminlerime göre 1.30 seviyesine yakın bir bölge dip olarak kalacaktır. Benzer bir şekilde de 1.35 seviyesinin tavan bölge olacağını düşünüyorum. Amerika Merkez Bankasının gevşeme politikasını sürdürmeye olan isteği yüzünden bu tavan seviyesini kırma denemeleri gerçekleşecektir. Birleşik devletlerin üstesinden gelmeye çalıştığı istihdam problemi açıklanan rakamlardan da bellidir.
Niceliksel gevşemenin devam etmesi neticesinde Amerikan doları daha da güçsüzleşecektir. Bu şartlar altında Euro’nun yükselmesi de doğal olacaktır. Her şeye rağmen paritenin grafiğinde çok düzgün bir hareket görmeyi beklemek yanıltıcı olabilir. Avrupa Topluluğunun boğuşmakta olduğu onca problem bir anda yok olmayacaktır. Bu sebeplerden dolayı ani hareketlerin yaşanabileceği inişli çıkışlı bir piyasa görmemiz olasıdır.