Avrupa Birliği Zirvesi'nde David Cameron'un Britanya için "daha iyi bir anlaşma" koparabileceğine yönelik beklentiler bir süredir artmaktadır. İngilizleri bir kenara bırakalım, gerek Avrupa bazında gerekse dünya bazında hiç kimse Birleşik Krallık'ın Avrupa Birliği'nden ayrılması taraftarı değildir. Britanyalılar ise mevcut üyeliğin devamı konusunda neredeyse ikiye bölünmüşlerdir. Görünüşe göre birlik içerisinde kalıp kalmamaya yönelik referandumdan başa baş bir sonuç çıkacaktır.
Cameron'un elde edeceği yeni "sağlam" anlaşma hiç şüphesiz ki Birleşik Krallık'ın çıkarlarının korunması konusunda daha başarılı olacaktır. Aleyhte görüş bildiren çevrelere göre bu yeni anlaşma (eğer onaylanırsa) çok fazla bir değişlik sağlamayacak ve statükonun devamı anlamına gelecektir. Cameron, eğer İngiltere'nin felaketle sonuçlanabilecek bir ayrılık yaşamasını istemiyorsa, elde ettiklerini büyük bir zafermiş gibi göstermek zorunda kalacaktır.
Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk, Avrupa Topluluğu'nun Birleşik Krallık'ın istediği reformları yapmaktan "başka seçeneği" olmadığına inanmaktadır. Tabi en başta, yönetmelikte yapılacak değişimin Euro üyesi olmayan bir ülkeyi bloktaki ülkelere kıyasla daha avantajlı bir konuma getireceğine inanan Fransa'nın ikna edilmesi gerekmektedir. Polonya haricinde üç ülke daha İngiltere'de çalışan göçmenlere yönelik reformlara karşı itirazlarını sürdürmektedir. Tüm bunlara rağmen, zirveye 48 saat kala taslak bir anlaşmanın yayınlanacağı tahmin edilmektedir.
Konsey Başkanı Tusk, 28 üye ülkeye gönderdiği mektupta, "Son saatlerde yaptığım konsültasyonlar sonrası şunu açıkça belirtmeliyim ki: halen bir anlaşmaya varacağımız garanti değil. Bazı politik meselelerde ayrılıklarımız mevcut ve bunların üstesinden gelmenin bir hayli zorlu olacağının farkındayım. Bu yüzden, yapıcı davranmanız çağrısını yapıyorum" demektedir.
Tusk, En açıkta görünen gerçeği dile getirirken, "Zirve, Avrupa Topluluğu'nun birlikteliği ve Birleşik Krallık'ın Avrupa'nın geri kalanı ile ilişkilerinin geleceği açısından kritik bir öneme sahip. Bir anlaşma sağlamakta yaşanacak başarısızlık hem İngiltere hem de Avrupa Birliği için yenilgi anlamına gelecektir. Burada zafer bizi bölmeye çalışanların olacak" sözlerini sarf etmiştir.
Tusk ve Cameron bir uzlaşmaya imza atılmasını sağlayabilse de, asıl mesele İngilizlerin ülke medyasının yıllardır sorunların kaynağı olarak ilan ettiği Brüksel kulübüne karşı düşüncesini değiştirmek olacaktır.