Van'da gerçekleşen 7.2 şiddetindeki depremin ekonomik etkileri hissedilmeye devam ediliyor. Depremde hasar gören birçok işyeri hala kapalı ve 100'e yakın işletmenin bulunduğu Organize Sanayi Bölgesinde hala üretim yapılamıyor.
Özellikle turizm alanındaki yatırımlarla, Van son yıllarda ekonomik olarak önemli bir atılıma geçmişti. Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mirza Nadiroğlu'nun da belirttiği gibi bu yükseliş ildeki artan banka şubesi sayısı ile de görülebiliyor. Geçen sene ildeki banka şubesi sayısı 12 iken bu hazıran ayında bu sayı 41'e ulaştı. Bunun yanında Van, 2000'de 34 milyon 456 bin lira olan kredi miktarını geçen yıl 1 milyar 12 milyon 314 bin liraya yükselterek kredi miktarını neredeyse 30 katına katlamış oldu.
Deprem ve devam eden artçı sarsıntılardan hasar alan banka şubeleri kapalı olmalarına rağmen, birçok banka vatandaşların bankacılık işlemlerini yapabilmeleri için mobil şubelerini bölgeye gönderdiler. Deprem felaketinden zarar gören bireysel ve ticari müşterilerin kredileri de bankalar tarafından ertelendi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, depremden etkilenen Van ve çevresindeki esnafı, Ziraat Bankasın'a mevcut borçlarının fazisiz olarak 1 yıl ertelenebilmesi için başvuruda bulunmaya çağırdı. Buna ek olarak çalışanların SSK prim borçlarının ertelenmesine olanak verildi ve Van ve çevresindeki iş verenlerin kısa çalışma ödeneğinden yararlanmak istedikleri takdirde 3 ay ve 6 aya kadar uzatabilecekleri ve kısa çalışma ödeneğinin vatandaşlara tahsis edileceği bildirildi.
Türkiye'de Van Depremi şiddetindeki en son deprem 1999 Marmara Depremidir. Ekonomik olarak ise Marmara Depremi ile Van Depremi'nin etkileri birbirlerinden çok farklıdır. Marmara Bölgesi eknomik açıdan gelişmiş olup, ülkenin en önemli üretim merkezlerini bünyesine barındırmaktaıdr. Oysa ki Van daha yeni gelişmekte olan bir bölgedir. İnsan hayatı üzerinde yıkıcı etkileri bulunmakla beraber Van depreminin ekonomik olarak aynı yıkıcılıkta olduğu söylenemeyebilir. Marmara Depreminde olduğu gibi, Van Depremi de ekonomik yıkımın yanında, gelişim için de bir fırsat olabilir. Bölgeye aktarılan kaynaklar ve yardımlar vasıtasıyla yalnızca inşaat sektöründe değil ekonominin daha bir çok alanında gelişim sağlanabilir. Bölgeye akıtılan kaynaklar, vatandaşların hayatlarını normale döndürmenin yanında yeni yeni kalkınmakta olan turizm ve hayvancılık sektörlerine de katkıda bulunabilirler. Bu zorlu zamanlarda, bankaların ve devletin sağladığı kredi ve borç ödeme kolaylıkları gerek esnaf gerekse çiftçinin yaralarını daha çabuk sarması ve aynı ivmeyle kısa zamanda daha fazla yol alması için bir fırsat olabilir.
Van depreminin yol açtığı zararın etkilerini önümüzdeki günlerde daha iyi görebileceğiz. Fakat gerek Marmara depreminde gerekse dünyanın diğer yerlerindeki doğal felaketlerde gördüğümüz gibi, bu deprem felaketini de izleyen bir kalkınma süreci olacaktır.