Kendi hesabına yön vermeye çalışan bir forex yatırımcısının aldığı öğütlerin en başında "zarar eden işlemleri kısa kes", "kayıplarını hafif tut" ve "aldığın riskleri sınırlı tut" gelmektedir. Peki bu klişe ifadeler ne anlama gelmektedir ve bunlar gerçekten önemli midir? Eğer öyleyse, neden?
Forex Piyasasında Basit Para Yönetimi
İsterseniz işe en temelden başlayalım. İşlem yapmanın yegane amacı belirli miktardaki parayı artırmaktır. Yatırım yaptığınız süre içerisinde hiç şüphesiz ki bir çok karar almaktasınız; bu kararların bir bölümü kazanç ile sonlanırken, bir kısmı kayıp ile neticelenecektir. Eğer bu kayıpları arka arkaya yaşarsanız, sahip olduğunuz hesap küçülecektir. Bu gerilemenin kontrolden çıkmaması önemlidir ve bunun tek bir basit nedeni vardır: eğer anaparanızın yarısını kaybederseniz başladığınız yere dönebilmeniz için iki katını kazanmanız gerekecektir. Kayıplarınız arttıkça kazanmanız gereken miktar yüzdelik anlamda da artış kaydedecektir. Bu sebepten dolayı, işlem stratejilerinizi seçerken, en kötü senaryolara karşı hazırlıklı olmanız yerinde bir seçimdir. İşlem başına aldığınız riski sınırlamanız hesabınızın telafi edemeyeceğiniz kayıplara maruz kalmasının önüne geçecektir.
Zarar Durdurma Emirleri Nereye Yerleştirilmeli?
İşin daha da derinlerine indiğinizde karşınıza çıkacak ilk konu stop-loss (zarar durdurma) emirlerinin yerleştirilmesi olacaktır; ister yakın mesafelere, isterse uzak mesafelere. Forex piyasasının yapısı gereği, en iyi işlemler piyasanın istenilen yönde en kısa sürede kalkışa geçmesiyle mümkündür; bu sayede suyun içerisinde daha az vakit geçirilmiş olursunuz. Bu sebepten ötürü, kazanma oranı göreceli olarak fazla olan işlem stratejileri sıkı stop-loss seviyeleri sayesinde daha iyi başarı elde edebilmektedir. Pek çok yatırımcı stop-loss emirlerinin işlemin "yanlış" gittiğini düşündüğünüz bir yere yerleştirilmesi gerektiğini düşünmektedir. Bu yanlış bir düşünce tarzıdır: stop-loss emirleri size yeterli risk-ödül oranını verecek şekilde belirlenmelidir; tabi ardı ardına gelecek ne kadar kötü sonuca dayanabileceğinizi de hesap katmayı unutmayın. Örneğin bir işlem stratejisinin 5 pip stop-loss ile uzun dönemde sergileyeceği performans 15 pip stop-loss seçilmesi ile elde edeceği kazançtan fazla olabilir. Fakat bu seçimin zincirleme kayıp sayısını artıracağı da ortadadır; doğal olarak hesabınıza etkisi denkleme dahil edilmelidir. Kısacası, kullanılan para yönetimi stop-loss seviyeleri ile bağlantılıdır.
İkiye Katlamayın!
Bu piyasadaki klişe davranışlardan birisi yatırımcıların işlemlerini "ikiye katlama" eğilimidir. Diğer bir deyişle, kayıp sonrasında yapılan intikam işlemleri. Bundan daha kötüsü ise stop-loss seviyelerinin kafadan takip edilmesi ve batışı yavaş bir şekilde izlemektir. Eğer yatırımınızı korumak istiyorsanız, kendinize bir iyilik yapın ve asla zarar durdurma seviyelerini genişletmeyin. Buna ek olarak, piyasada uzun yıllar geçirmeden, zarar durdurma emrinizi her zaman platformunuza yerleştirin. Yalnızca bu sayede işlem başına riske ettiğiniz miktarı anaparanıza göre sınırlandırmış olursunuz.
Kayıplarınızın Üstesinden Gelmek
Pozisyonunuzun stop-loss seviyesine çarparak kapanması psikolojik açıdan sizi etkileyecektir. Bu durum ile başa çıkmak pek de kolay olmayabilir; özellikle de piyasa sizin stop-loss seviyenizi yedikten sonra istediğiniz doğrultuda hareket etmeye başlamışsa. Burada hatırlamanız gereken husus stop-loss emrinin sizi daha büyük zararlardan koruduğudur; eğer pozisyonunuz kapanmamış olsaydı, kendinizi telafisi çok daha zor durumlar içerisinde bulabilirdiniz. Geriye dönün ve zarar durdurma seviyelerinin geçmişte size ne kadar fayda sağladığına bir kez daha bakın; çok daha büyük felaketlerden korunduğunuzu asla unutmayın.