İşlemlere yönelik konuşmalarımızda sıklıkla "uzun" ve "kısa" pozisyon tabirlerini kullanırız. Açtığımız pozisyonları nitelendiren bu ifadelerin tam olarak ne anlama geldi bazen kafa karıştırıcı olabilir. Bu yüzden bu yazımda "uzun" ve "kısa" işlemlere yönelik tüm detayları aktarmaya çalışacağım. Sormaya korktuğunuz tüm soruların cevaplarını uzun uzadıya cevaplayacağım! Daha fazla laf oyunu yok, söz veriyorum.
En Basit Açıklamalar
"Uzun" ve "kısa" işlemleri en basit olarak şu şekilde sınıflandırabiliriz: yükselmesi ile kazanç elde edeceğiniz şey uzun ve düşmesi ile kazanç elde edeceğiniz şey kısa konumundadır.
Örneğin ABC A.Ş. hissesi satın aldınız ve bu işlemi gerçekleştirmek için Amerikan doları ödediniz. Bu durumda ABC A.Ş. hisselerinde "uzun", Amerikan dolarında ise "kısa" gitmişsinizdir. Bunun nedeni sizin ABC A.Ş. hisselerinin Amerikan doları karşısında değer kazanması (veya Amerikan dolarının ABC A.Ş. hisseleri karşısında değer kaybetmesi) halinde kazanç elde edecek olmanızdır.
Somut varlıklar üzerinde yapılan işlemlerde (para ödeyip satın aldığınız yatırım araçlarında) genellikle o varlıkta "uzun" gittiğinizi belirtirsiniz ve "kısa" gittiğiniz para biriminden bahsetmezsiniz. Bu konuya ileride tekrar göz atacağız.
Kısa ve uzun arasındaki farkı şu şekilde de anlatabiliriz: eğer fiyatların artmasının size kazanç getireceği bir işlem yapıyorsanız o enstrüman üzerinde uzun pozisyon açıyorsunuz (alış işlemi yapıyorsunuz) demektir. Eğer fiyatların düşmesi size kazanç getirecek ise o zaman o enstrüman üzerinde kısa pozisyon açıyorsunuz (satış işlemi yapıyorsunuz) demektir.
Peki "kısa" işlem aslında nedir?
Kısa İşlem
İkinci Dünya Savaşı'nın bitiminden kısa bir süre sonra hayata geçen Bretton Woods Anlaşması ile 1971 yılına kadar geçen süre içerisinde Amerikan dolarının değeri altına (bir ons altın 35 USD değeri üzerinden) sabitlenmiştir. Önemli ekonomik güçler de kendi paralarını Amerikan dolarına sabitlemeyi kabul etmiştir. 1971 yılında Amerikan dolarının altına kıyasla değerinde bir dizi devalüasyonlar yaşanmıştır. 1976 yılında ise bu uygulama tamamen terk edilmiştir.
Bu sebepten dolayı, 1970li yıllar öncesinde döviz işlemleri adına pek fazla bir şey söylemek mümkün değildir. Spekülatif yatırımcılar o dönemlerde para birimlerinden ziyade hisse senetleri ve emtialara yönelmişlerdir. Yatırımcılar ucuza aldıkları hisse senetleri ve emtiaları daha pahalı fiyata satmak suretiyle para kazanmışlardır. Yatırımcıların fiyatlar düşmekte olduğunda da kâr etme isteği, ellerinde olmayan bir aracı satma düşüncesi, "kısa" (açığa satış) kavramının ortaya çıkmasına yol açmıştır.
Yatırımcılar sahip olmadıkları emtia veya hisseleri ödünç almak suretiyle satış gerçekleştirir ve ileride bu varlıkları daha ucuzdan yerine koymak suretiyle kazanç sağlayabilirler. Böylelikle ödünç aldığınız varlığı sahibine geri verir ve aradaki fiyat farkını cebe indirirsiniz. Burada hatırlamanız gereken bir nokta açığa satış yapanların satışı gerçekleştirecek dayanak varlığın alım fiyatı üzerinden faiz ödemesi gerektiğidir.
Kısacası uzun ve kısa pozisyon açmak çok farklı olabilir. Hisse senetleri ve emtiaların (özellikle de hisselerin) zaman içerisinde "yükselme eğilimi"nde olduğu akıldan çıkarılmamalıdır. Bunun anlamı, bu varlıkların değerlerinin çok uzun vadede arttığıdır. Borsaların düşüşleri -diğer bir deyişle ayı piyasası- yükselişlere göre (boğa piyasası) daha hızlı bir şekilde cereyan etmektedir. Bunun gerisinde genellikle panik ortamının yatırımcılar üzerinde daha etkili olması yatmaktadır.
Forex Piyasasında Uzun ve Kısa İşlemler
Döviz piyasasında işler biraz daha farklıdır çünkü pozisyonunuz ne olursa olsun en nihayetinde bir para birimini alırken diğerini satıyorsunuzdur. Eğer EUR/USD alıyorsanız (uzun pozisyon açıyorsanız) Amerikan doları harcayarak Euro alıyorsunuz demektir. Yani Euro üzerinde uzun Amerikan doları üzerinde kısa gidiyorsunuzdur. EUR/USD üzerinde kısa pozisyon açarken ise Euro satarken Amerikan doları alırsınız.
Forex piyasasındaki uzun ve kısa pozisyonlarda önemli olan nokta faiz farklarından dolayı gün aşırı pozisyonlarınız için faiz ödeyebileceğiniz gerçeğidir. Tabi bunun tam tersi de söz konusudur, eğer fark sizin lehinize ise faiz getirisi kazanırsınız. Burada bankaların para birimlerine uyguladıkları oranlar baz alınmaktadır. Ne yazık ki, bazen aracı kurumlar bu konuyu müşterilerinden ekstra para kazanmak için kullanmaktadır.
Biraz önceki örnekte olduğu gibi EUR/USD üzerinde uzun pozisyon açtığınızı varsayalım - yani Amerikan doları ile Euro satın aldınız. Eğer Euro'nun bankalar arası faiz oranı Amerikan dolarından yüksek olursa ve pozisyonunuzu New York kapanışından sonra da taşırsanız (öteleme) bu durumda aracı kurum size para ödeyecektir. Sonuçta Euro için aldığınız faiz Amerikan dolarından fazladır. Öte yandan, eğer tam tersi bir durum söz konusu (Euro'nun bankalar arası faiz oranı Amerikan dolarından düşük) ise o zaman siz pozisyonunuzu açık tutmak için gerekli masrafı ödemek durumunda kalırsınız.
Hisselerde Kısa Pozisyon
Aracı kurumunuz hisse senetleri, emtialar ve/veya endeksler üzerinde işlem yapmanıza da olanak tanıyor olabilir. Bunun anlamı gerek yükselen piyasada gerekse düşen piyasada kazanç elde edebileceğinizdir zira her iki yönde de işlem yapabilirsiniz. Fakat emtialar ve hisse senetleri üzerinde satış yaparken dikkat edin!